“KADININ TOPLUMDA ADI VAR AMA YERİ YOK”

Türkiye’deki kadın cinayetlerine bir yenisi daha eklendi. Çorum’da boşanma aşamasında olan 37 yaşındaki kadın yol kenarında ölü bulundu. İfadeler üzerine kadının eşi olan polis memuru M.A. gözaltına alındı. İlk tepki iş insanı Elif İnci Aras’tan geldi. Elif İnci Aras: “Eril şiddet karşısında; yalnız değilsin kız kardeşim” dedi.

“KADININ TOPLUMDA ADI VAR AMA YERİ YOK” DEDİ

Kendi hayatıyla kadınlara ilham olan, kadın haklarını savunan, İş insanı ve aynı zamanda Vakıf Başkanı ve Öğretim Görevlisi olan Elif İnci Aras, ülkemizdeki ezilen ve şiddet gören kadınlar hakkında görüşlerini belirtti. Kadına şiddet olaylarını ve kadın cinayetlerini durdurmanın toplumsal bir konu olduğunu bu sebeple siyasetçilerin de bu konuyu gündeme almaları getirdiğini belirten Elif İnci Aras, “Türkiye’de işlenen kadın cinayetlerinde bu cinayetleri görmezden gelen ve engellemek için gerekli yasaları çıkartmayan herkes sorumludur. Kimse bu sorumluluktan kaçamaz. Kadının maalesef toplumumuzda adı var ama yeri yok. Siyasi olarak bizi temsil eden kadın sayısı da bunun kanıtı. Ama en son siyaseten iyileşme yapılacaksa elimi taşın altına sokmaya hazırım” diye konuştu.

TÜRKİYE’NİN KANAYAN YARASI: KADIN CİNAYETLERİ

Kadına şiddet, tüm dünyada yaşanan en önemli toplum sağlığı ve insan hakları sorunlarından biridir. Her yaş grubunda, her etnik kökende, ırkta ve her sosyoekonomik düzeyde kadın şiddet olgusuyla karşılaşılmaktadır. Fiziksel, sözel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak sınıflandırılabilen birçok şiddet tanımı, kadınları hem fiziksel hem de ruhsal olarak etkilemeye devam ediyor. Kadın cinayetleri konusunda yapılmış araştırmaların sonuçlarına göre, kadın cinayetlerinin arkasında yatan nedenler şu şekilde sırlanıyor: Aile içi tartışma, aldatma, kıskançlık, namus, geçimsizlik, ekonomik sorunlar, işsizlik, psikolojik rahatsızlıklar, töre, boşanma ya da boşanma talebi gibi çok sayıda neden var.

15 YILDA 4 BİNDEN FAZLA KADIN ÖLDÜRÜLDÜ!

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF), 2008 ve 2022 yılları arasında erkeklerin 4 bin 86 kadını katlettiğini açıkladı. 2022 yılında öldürülen kadınların sayısı 381 oldu. Siyasilerin de bu olaylarda sorumluluğu olduğunun altını çizen Elif İnci Aras, kendisini feminist bir kadın hakları savunucusu olarak tanımlıyor, “Geçmişten günümüze toplumsal ve sosyal hayatın birçok alanında özellikle siyasi olarak kadın temsillerin yeterli olmaması pek çok neden dayandırılmış olmasına rağmen asıl neden erkek egemen toplumların ataerkil yapısından kaynaklanmaktadır. Kadın haklarını korumaya çalışan birçok sözleşme ve kanunu görmememizin de asıl sebebi bu.” diye konuştu.

“HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ KALDIRILMALI”

Ülkemizde özellikle mevzuatta bulunmasına rağmen, uygulamadaki eksiklikler nedeniyle kadına karşı şiddet eylemlerinin önüne geçilemediğini söyleyen Aras: “Buna ilişkin örnek vermek gerekirse; Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen belirli suçlara ilişkin cezalara uygulanan ‘Haksız Tahrik’ indiriminin kadına karşı şiddet suçlarının cezalarında uygulaması kaldırılmalı ve cezaların caydırıcı olma özelliği devreye girmeli” dedi.

“MAĞDUR KADINLARIN SESİ OLMAK HEPİMİZİN GÖREVİ”

Bilinçli ve haklarını bilen kadınların sayısının artması için STK’larla iş birliği yapmanın önemini söyleyen Elif İnci Aras: “İsteyen tüm kadınların ekonomik özgürlüğünü elde etmesi ve farkındalık yaratmak adına bundan 2 yıl önce Aras Holding ve Celal Aras Vakfı sosyal medya hesaplarından herkese açık girişimcilik eğitimi verilmesi için projeler yaptık duyulmadı. Şimdi de farkındalık yaratma çalışmalarım devam edecek ve kadınların haklarını öğrenmeleri için her platformda elimden geleni yapacağım. Biliyorum ki mağdur kadınların sesi olmak hepimizin görevi çünkü hiçbir hak tek başına kazanılmıyor. Hayvan haklarını korumak için insanlara, kadın hakları için gelişmiş zihniyeti olan erkeklere ihtiyacımız var. Sabit zihniyetli bakış açısıyla toplumsal sorunumuz gittikçe büyümekte. Ama en son siyaseten iyileşme yapılacaksa elimi taşın altına sokmaya hazırım” diye konuştu.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ SİYASİ OLUŞUMLARA YENİLMİŞ VE SİYASETİN KURBANI OLMUŞTUR”

İstanbul Sözleşmesi ya da tam adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir. Aras Holding Yönetim Kurulu Başkanı Elif İnci Aras “İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından imzalanması ile birlikte toplumsal cinsiyet eşitliği ekseninde kapsayıcı hüviyette politikalar üretip uygulanacağı, bunu sağlamak adına daha fazla ekonomik kaynak tesis edileceği, kadına yönelik şiddetin boyutu hakkında istatistik verilerinin toplanacağı ve kamuoyu ile paylaşılacağı, şiddeti önleyecek toplumsal zihniyet değişikliğinin yaratılacağı anlamına geliyordu. Ancak gördük ki toplumun beklentisi olan bu sözleşme siyasi oluşumlara yenilmiş ve siyasetin kurbanı olmuştur.” dedi. Aras ayrıca “Kadına yönelik şiddete karşı insan hakları temelli biz sözleşme olan İstanbul Sözleşmesinin kural tanınmadan feshedilmesi; yalnızca cezalandırma ya da cezasızlığı ortadan kaldırma ile değil, kadınların korkmaya devam etmesine, güvensiz bir ortamda yaşamasına, şiddette ve ayrımcılığa uğrayarak yaşamasına ve maruz bırakıldıkları şiddetin artmasına neden olmuştur.” diye konuştu.

KADINLARIN TARİHTEKİ YERİ VE HAK MÜCADELESİ

Kadınlar, tarih boyunca toplumsal, ekonomik ve siyasal alanda pek çok zorlukla karşılaştığına dikkat çeken Elif İnci Aras, “Kadınlar tarih boyunca haklarını elde etmek için mücadele etmişlerdir. Kadınların tarih sahnesinde kitlesel olarak sahneye çıkması 1789 Fransız Devrimi ile vücut bulmuştur. Ancak bu devrimden sonra da kadınlar tekrar eşitsizliklerle yüz yüze kalmış, özellikle sanayi devrimlerinin en ağır çalışanı olmuş, üretime yoğun bir biçimde katılan kadın yeni dünya düzeninde hak aramaya başlamıştır. Dünyada yaşanan toplumsal, sosyal, ekonomik ve siyasal gelişmeler sonucu, kadın kendi konumunu tartışmaya açmış ve bunu bir kadın hareketine dönüştürmüştür. Yasaların vaat ettiği eşitlik ve özgürlüğü, kadının yaşamındaki her alanda gerçekleştirmek için onu sınırlayan değer, gelenek ve yaşam biçimini değiştirmeyi hedeflemiştir” dedi.

“KADINA KARŞI ŞİDDETLE MÜCADELEDE EN BÜYÜK ROL SİYASİLERİN”

Kadına karşı şiddetle mücadele toplumsal düzeyde ortak ve kararlı bir şekilde yürütülmesi gerektiğini söyleyen Elif İnci Aras, “Kadına karşı şiddeti doğuran ve devamlı hale getiren olumsuz tutum ve davranışları ortadan kaldırmak için sosyal farkındalık oluşturularak, toplumdaki bireylerin kadına karşı bakış açısında olumlu değişimlere sebebiyet verecek düzenlemeler yapılmalı dedi. Kadınların, eğitim ve iş hayatında desteklenmesine ve meslek sahibi olmalarına yönelik düzenlemeler yapılmalı. Sadece fiziksel değil psikolojik şiddete uğramış mağdur kadınlar için güvenli, kolayca ulaşılabilir, her zaman sığınabilecekleri kurumlar, gerekli tedbirler alınarak oluşturulmalı” dedi.

TÜRKİYE’DE KADIN OLMAK

Türkiye’de kadın hakları mücadelesi çoğu batılı ülkeden daha önce başlamıştır. Ancak bunun hiçte kolay olmadığını söyleyen Elif İnci Aras, “Aslında bunu söylerken bile utanıyorum. Ancak merak ediyorum www.anitsayaç.com internet sitesine girdiniz mi?  7 ay içinde 149 kadın şiddetten öldü. 2022 Yılında 401 kadın, 2022 yılında 429 kadın. Geriye saydıkça gerçeğin gözünün içine bakmaya çağıran Büşra Sanay, ‘’Kardeşini doğurmak: Türkiye’de ensest gerçeği kitabını okuma ya da inceleme fırsatınız oldu mu? Türkiye’nin ensest yüzünü iliklerimize kadar sızlatarak bize gösterdi” diye konuştu. Türkiye’de ilk kadın hakları savunucusunun Nezihe Muhiddin Tepedelengil, olduğunu söyleyen Elif İnci Aras, şöyle devam etti:

“Osmanlı-Türk düşünür, gazeteci, yazar, kadın hakları savunucusu. Henüz Cumhuriyet Halk Fırkası bile kurulmadan Kadınlar Halk Fırkası (KHF) adlı siyasi partinin kuruluş çalışmalarını tamamlayarak Türkiye’deki ilk siyasal partinin kurucusu olmuş ve Türk Kadın Yolu adlı derginin kurulmasına öncülük etmiştir. 20 roman, 300 kadar öykü, piyes, senaryo, operet kaleme almış bir yazardır. Fakat yazdığı romanların tamamına ya da makalelerine ulaşmak mümkün mü? Ülkemizde şiddeti normal gören erkek yüzde oranımız çok yüksek ve şu an şiddet gören kadınlar “Kadına şiddette HAYIR!” diyemiyor, biliyor çünkü eve gittiğinde boş bir gerekçeden gördüğü şiddetten, insanlık dışı işkenceden bazıları çocuğunun gözü önünde anne olarak daha kötüsünü yaşıyor. Zaten evde self, hatta köle olmuş ekonomisini eşine bağlı kılmış, sil baştan başlayabilmek bazıları için oldukça zor. Bu arada sadece ekonomiyle ilgili değil ekonomik ya da iş hayatında güçlü kadınlar da şiddete uğruyor, kimisi susuyor dile getirmiyor, onuru incinmemesi için anlatamıyor. Ataerkil toplumumuzda hala kadın başarısı hikâyesini içselleştiremeyen erkekler var. Kendi eksikliğinin acısını çıkartıyor kadından.”

“GELECEK NESİLLER İÇİN DAHA ÖZGÜR BİR DÜNYA YARATABİLİRİZ”

Elif İnci Aras son olarak şunları söyledi:

“Kadınlar, tarihin her döneminde var olmuş, üretmiş, direnmiş ve değiştirmişlerdir. Kadınların hak mücadelesi de bitmemiş, devam etmektedir. Kadınlar için kazanılan haklar yeterli değil, daha fazlasını istemek en doğal hakkımızdır. Kadınların özgürleşmesi için sadece yasal düzenlemeler değil, toplumsal zihniyetin de değişmesi gerekmektedir. Kadınlar olarak birlikte mücadele ederek hem kendimiz hem de gelecek nesiller için daha adil, daha eşit ve daha özgür bir dünya yaratabiliriz.”

Yazar Öğretmenim Dergisi

Öğretmenim Dergisi

Diğer Haber

YAPAY ZEKANIN KÖTÜYE KULLANIMINA KARŞI KENDİMİZİ NASIL KORUYABİLİRİZ?

ÜRETKEN YAPAY ZEKANIN ÇELİŞKİLERİNDEN KORUNMANIN YOLLARI Günlük hayatımızı kolaylaştıran güçlü bir araç olarak teknolojik bir …