Üniversitelerde Alarm Zilleri

Çalıntı tezler, para karşılığı yapılan yüksek lisanslar, sahte diplomalar…

Üniversiteler, adeta alarm veriyor. ‘Tez yazdırma’ işi büyük bir sektöre dönüşmüş durumda. Yüksek lisans ve doktora yapmak isteyenler, parasını verip tez yazdırabiliyor. Ortalama 20 bin TL’ye tez yazdırmak mümkün. Akademik danışmanlık adıyla hizmet veren şirketler arasında taksit yapanlar bile var. Yine dünyanın farklı ülkelerinde para karşılığı diploma alanlar, hatta Türkiye’deki gözde üniversitelerden sahte diplomalar yaptıranlar bile var. Unvan ve akademik kariyer için yapılan sahtekarlıkların ortaya çıkması durumunda ise diploma iptalinden hapis ve para cezasına kadar ciddi yaptırımlarla karşılaşılabilir.

Taksit imkânı bile var

Yüksek lisans veya doktorada parayla tez yazdırma sorununun arttığını belirten Akademisyen-Yazar Ecehan Ersöz, “Bu tarz yöntemlere başvuranlar ne yazık ki olabiliyor. Akademinin ciddi bir sorunu. Yükseköğretim Kurulu daha önce bu konunun önüne geçmek için birçok adım atmış olsa da hâlâ yapanlar var. O kadar büyük bir sektöre dönüşmüş ki akademik danışmanlık adıyla hizmet veren şirketler arasında taksit yapanlar bile var” dedi.

 

 

Unvan için yapıyorlar

Akademik çalışmalarda en çok istenen özelliğin özgünlük olduğuna dikkat çeken Ersöz, “İntihal ise olmaması gereken bir durum. Oysa ki ister yüksek lisans öğrencisi ister doktora öğrencisi olsun böyle bir yola girmesi esasen yapmış olduğu işin doğasına aykırı. Bilim yolunda yürümek, bir araştırma sorusu bularak, konu belirleyerek, bu konuyu etraflıca ele almayı ve bu sürecin tüm aşamalarında bizzat yer almayı gerektirir. Özetle buradaki amaç çalışmanın literatüre ne vadettiği ve ne değer kattığı. Bu tarz yanlış yöntemler ise çalışılan konuya hakim olmamayı, değer yaratamamayı ve ne yazık ki sadece bir unvan almak için yapılan çalışmaları ortaya çıkarıyor. Bu durumda da kazanılan akademik unvan hak edilmemiş oluyor. Konusuna hakim olunmayan, yazarı tarafından hazırlanmayan, 3. şahıslarca yazılmış tezler haliyle o kişiye aslında hiçbir şey kazandırmıyor. Bilimin birikimli ilerleyen bir süreç olduğunu düşünürsek bu tarz çalışmaların bilime ve literatüre de bir katkısı olmuyor, kopyala yapıştır sistemiyle bir şeylerin tekrarı oluyor” diye konuştu.

İntihal ciddi sorun

İntihal oranının bir çalışmanın özgünlükten uzaklaşma değeri olduğunu kaydeden Ersöz, “Bu oran bir çalışmanın başka kaynaklara ne derece benzerlik taşıdığını gösterir. Bu değer her tez için programlarca belirleniyor ve belli bir kabul oranı olabiliyor. Kurumların tercihine göre yüzde 3 ila yüzde 10 arası farklı değerler uygulanabiliyor. Bunun üzerinde çıkan değerler tezi hazırlayan kişinin çalışmasına dair araştırmayı, gözlemi kendisinin yapmadığı ve bulguları kendisinin raporlamadığı, başka kaynaklardan derlediği anlamına geliyor. Bazı çalışmalarda yüzde 40’lara varan oranlara rastlanabiliyor. Başkalarına yaptırılan tezlerde bu oranlar yine yüksek çıkıyor. Bu yolu tercih edenler akademik kariyerlerini tehlikeye atıyor. Kullanılan kaynakları birebir kopyalamak sorun olduğu gibi faydalanılan kaynakları kaynakçada göstermemek de önemli bir sorun” ifadelerini kullandı.

Hapis cezası bile alabilirler

Tezin çalıntı ya da başkasına yazdırılmasının ortaya çıkması durumunda ciddi yaptırımların olduğunu aktaran Ersöz, şunları söyledi: “Bu durum ortaya çıktığında çeşitli yaptırımlar uygulanıyor. Akademik kadrodan çıkarma, bir daha atanamama, unvanın geri alınması, yüksek lisansınızın, doktoranın iptal edilmesi gibi sonuçları var. Hapis ve para cezası dahi alabilirler. Kişinin tüm kariyerinin yok olması söz konusu. Akademik çalışma yapan kişiler bu konuda kendi emeklerini ortaya koymalı. Amaç hem kendini hem de bilimi yapacağı çalışmalarla geliştirmek, ilerletmek olmalı. Bu yaklaşım kişilere yüksek öğrenimin her kademesinde, tez yaptırıp bir kenara koymaktan daha büyük değer sağlar.”

Yazar Öğretmenim Dergisi

Öğretmenim Dergisi

Diğer Haber

Sağlık teknolojileri odağında iş fikri ve projesi olanlara destek veriliyor

Sağlık teknolojileri odağında iş fikri ve projesi olanlara destek veriliyor Prof. Dr. Engin Gülal: “Atlas …