154 . ÜNCÜ SAYIMIZ YİNE DOPDOLU. MUTLAKA İNCELEYİNİZ

Öğretmenim Dergisi 18 yıllık yayın yolculuğu içerisinde öncelediği, ülkemizin  eğitim-öğretimine karşılıksız ve karınca kararınca bir nebzede olsa katkı sunabilmek amacıyla başlattığı yayın yolculuğunu tüm olanaksızlıklara karşın inatla sürdürmeye devam etmektedir.

Öğretmenim Dergisi baş yazısında  şöyle denildi:

ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARI ARASINDA AYRICALIK OLUR MU?

Nazilli Erkek İlk öğretmen Okulunun daha ilk yıllarında öğrendiğimiz:  Cami-Okul ve Kışla, siyasetin girmemesi gereken yerler olarak aklımıza nakşedilmişti.

Biz ilk yayın yolculuğumuza çıkarken yazdık:

               1-Öğretmen ve Öğrenci Dergisi olmayacağız. Öğretmen veya Öğrenci Dergisi olduğumuz zaman mutlaka bir sendikayla veya bir öğrenci örgütü ile iletişim kurmamız gerekecek. Sendika yöneticileri ve öğrenci örgütleri kabullenmese de hangi sendikanın veya hangi öğrenci örgütünün hangi siyasi görüşe yakın olduğu bilinen bir gerçek. Bizim toplumuzda etiketlemeyi çok seven insanlarla dolu olduğundan biz de etiketlenirdik. Hatta taşıdığımız bıyığa, bıraktığımız sakala göre bile etiketleyen insanlar varken.

2-İmtiyazımız siyasi olmasına karşın siyasetten uzak duracaktık. Siyasi muhabirlikten gelmeme karşın siyasete sayfalarımızı kapatacaktık. Farkında olmadan siyasete bulaşır isek inandığımız SİYASET ÜSTÜ OLMASI GEREKEN CAMİ-OKUL VE KIŞLA denklemine halel getirebilirdik.

             3-İşimiz gereği siyasi isimlerle görüştüğümde; kendi yayınladıkları yayın organlarını verirler ve bunların dergimizde yayınlanmasını isterlerdi. Hep şu cevabı verdim:

-“Hangi kurum veya hangi siyasi organ veya adı ne olursa olsun hangi dernek, hangi örgüt kendi yayınladıkları yayın organlarında kendi eleştirilerini yapabilirler? Halk ağzıyla “kim benim ayranım ekşi der?” Sizin yayın organlarınız zaten sizin üyelerinize gidecek. O yayın organına bağımsız tarafsız bir yayın organı denilebilir mi? Üyeler arası bir iletişimsel etkiden öte geçmek hedef değilse bırakın o zaman gerçek gazeteciler işlerini yapsınlar.

              4-Basının bile yandaş – muhalif diye adlandırıldığı bir ortamda özel öğretim kurumlarının örgütlendiği üst kurumların dergi veya yayın organlarıyla karşılaştığımızda onlara başarılar diliyor ve yayın yaşamlarının uzun soluklu olmasını diliyoruz.

Ama sorarım:

O YAYIN ORGANLARI BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ MIDIR? İlan alma-abone yapma dertleri yok. Üyeye bir telefon yeterli. Kurumların üyelik aidatları bile dudak uçuklatırken ne gam?

Bu sözlerime inanmayanlara bir önerim var. ÖZKUR BİR- TÖZOK-TÖDER-ÖZDER ve yeni kurulan dernekler ile daha sayılabilecek birçok derneğin çıkardığı yayın organına onları eleştiren bir yazı yazın bakalım yayın organlarında yayınlayabilecekler mi?

Bana sorarsanız; zaman küçük parçalara ayrılıp dağılmaktansa birleşip örgütlü olmanın gücünü göstermek olmalı.

                                                                                                                                                                Kalın sağlıcakla

Öğretmenim Dergisi 15 üncü sayısı sitemizin hemen sağ tarafındadır. Oradan hem son sayımıza ulaşabilir hem de geçmiş tüm sayılarımızı inceleyebilirsiniz.

 

Yazar Öğretmenim Dergisi

Öğretmenim Dergisi

Diğer Haber

Z kuşağı insan odaklı yaklaşımla sektörün geleceğini şekillendiriyor

Mplus Türkiye, yüzde 71 genç çalışan profiliyle müşteri deneyimini dönüştürüyor  Türkiye’nin lider dış kaynak (BPO) …